Ana içeriğe atla

Bulgaristan Günlükleri

                                                                                                                 
                                                                                                                    Tarih:05.01.2018
                                                                                                                    Saat:01.14
Tren Yolculuğu,Sofya



Şimdii ilk olarak kısa bir bilgi şeysinden sonra goygoy kısmına geçeceğim.
Avrupa Gönüllüsü seçilmem sebebiyle bu zevki tattım.İyi ki tatmışım.
Bulgaristan Sofya ya bilet  155 TL ve Sirkeciden Halkalı ya servis kalkmaktadır .Bilginize duyurulur.
Biz 2 yataklı puşet vagon bileti satın aldık.Fotoğrafları paylaşacağım umarım yararlı olur.
Tamam,bence bu yeterli.
İlk olarak Sirkeciye gelmeden önce teyzemin beslediği sokak kedilerini cami avlusuna bırakmanın hüznünü yaşadık.Absürt olan ise bizi teyzemin komşusu bırakıyor adamın memleketi Çeçenistan Türkçeyi çat pat konuşuyor biz kutularla kedileri zapt etmeye çalışıyoruz zavallıcıkları ve yer Mescidi Selam.Ben dualar dualar Ayetel  Kürsiyle başladım onu da doğru mu okuyorum bilmiyorum.Sürekli aynı şekilde tekrar ediyorum.Neyse ki bir şey olmadı  geldik.Bu yaptığım kötü bir şey esasen dış görünüşe göre yargılamayın ben kısa bir yargılama şeysi yaptım.Siz yapmayın.Sirkeciye vardım o atmosfer  farklı ,yukarıda bulunan saatlere bakıp öylece kaldım.Belki eskileri anımsadım.O saate bakınca Memoli aklıma geldi.90 doğumlu olanlar bilir o diziyi.Memoli  jöleli saçlarınla beyaz tişörtünün verdiği çekicilik canım aşkım.
Benim için eski şeyler çekici  en azından eski olan çoğu şeyi sevip eski kafalı insanları bunların dışında bırakabilirim.
(Şu an Halil Sezainin Yeniden Doğar mıyım Şarkısını dinliyorum.Ki her insanın bir gün yeniden doğacağına inanıyorum.İnanç önemli şey arkadaşlarım kaybetmeyin ,kaybettirmeyin.)

Eskiler güzeldir ya,arnavut kaldırımları,plaklar,eski kıyafetler,tozlanmış eski kitaplar,eski şarkılar.
Sirkeciden Halkalıya geçtik saat 22.20 o kadar ıssız ki dedim biz kaçak olarak mı gideceğiz yoksa.Bir otobüs Bulgarlarla çil yavrusu gibi dağıldık biniyoruz trene.Zar zor çıkardık valizlerimizi amcalar yardımıyla.Bindik 2 yataklı altlı üstlü içeride lavabo var ,buzdolabı ve ek olarak dolap,çöp kutusu mevcut.
Hareket etti,gidiyoruz.Muhabbet ,sohbet sonra bir şeyler tıkınma,manzarayı izleme,şarkı vs.
Güzel bir deneyimdi herkese önerebileceğim.Kapıkule göründü Türk polisler kontrol ettiler pasaportu.Bulgar polislerde trene girip kontrolleri yapıp gülümsediler ve sınırdan geçmeye hak kazandık.Ödül kazanmış gibiydim sınırı geçmenin gururuyla yattım.Bu uykuyu hak ettim.
Nasıl komplo teoriler duyduysam artık öyle hissettim.

Her neyse ,geldik.Vaselina ve Petya bizi karşıladı.Çok tatlılar vallahi.
Bir takım bilgiler verdikten sonra.Maaşlar verildi,metro kartı çıkardık,kahvaltılık bir şeyler aldık eve döndük.                               


                                                                                                                       Çalan Şarkı:Levent Yüksel -Ya sonra

Eşyaları keşfediyorum evdeki çok antika şeyler var.Ocak elektrikli. Ya 5 yılda ısınıyor ya kısamıyorsun son hızla devam ediyor.Denge yok.Çamaşır makinesi zangır zangır titriyor.Hyundai marka çamaşır makinesi üretince böyle oluyormuş demek ki.Banyoda sıcak su gidiyor geliyor bazen gidiyor gelmiyor.
Ama biliyorum ki özleyeceğim bunları bile.

10 gün geçmiş bile ama farkında değilim.İş,yemek,proje,iş,yemek,proje… bu döngüde gidiyorum.
Yani beynim yorgun düştü,bedenim yorgun düştü.
Projelerimi gerçekleştirdikten sonra nefes alabileceğim ancak.Sonrada gezmek istiyorum artık.
Avrupayı düşünüyordum.Biletler şu an el yakıyor.Avrupa olmazsa balkanlara kaldık artık.
Şu an tam Serdar Ortaç ın '' Hayaaat Beni neden yoruyorsuuun?''şarkısını kendime armağan ediyorum.
Burada Alman menşei li market çok fazla sebebi ise Bulgaristan'a en son Avusturya hakim olmuş.
Beş yıl kadar Almanya da kalmam sebebiyle.Lidl,Dm,Kaufland a gittikçe kendimi atıyorum Alman çikolatalarının,keklerin,meyve sularının önüne atıyorum kendimi kaybediyorum.
Burada çok 2.el mağaza var bu arada her sokak başı.Eğer ucuz sahte kürk bulamazsam oradan olmayı planlıyorum.Bundan size ne dimi?(tımım,yıtır)
İlk hafta yaşadığımız bir olayı anlatıyım.Burada Osmanlıdan dolayı Türkleri sevmiyorlarmış.Bilmiyorduk o gün öğrendik.Arkadaşıma bir kol attı kızın kolu çıktı.O günden sonra anladık ki İngilizce konuşmalıyız.İngilizce konuşmak yararımıza oldu denilebilir.
Turistik yerlerde ise insanlar daha seçkin belli oluyor.Katedral bölgesi olarak tanımlıyorum orayı.Metroda Serdika durağı olarak geçiyor.Genel olarak seviyorum burayı.İyi ki buradayım.Tek sorun güvenlik olayı  galiba insanların garip bakışlarını da buna bağlıyorum.
Özgürlüğü seviyorum,özgür olmayı.
Ailemin yaşadığı yer küçük Tokat'ın İlçesi Turhal da oturuyorlar.Kafa dinlemek için en fazla 1 hafta kalabileceğiniz bir yer olarak tanımlayabilirim çünkü bunun dışında yapacak bişey yok.
Benim sıkılmamın yegane sebeplerinden biridir.Annem ve babama sormak istiyorum neden Almanya dan sonra Tokat???
Neyse ki Üniversiteyi dışarıda okudum en iyi aldığım karar diyebilirim.Kendi ayaklarının üzerinde durmak,özgürlük ve bence kendinizi geliştirebileceğiniz en güzel döneminiz.Bu sizin elinizde tabii ki.
Evde durmak,yurtta yatmak popo büyütmek yerine gidin gezin keşfedin.Sakarya yı sevmemim nedenleri sevdiğim şeyleri yapabiliyordum.Canım dostlarımın olması da ekstrası.
Ama tabii ki üniversiteye gittiğimde ilk iki senemi çöp olarak görüyorum.At gözlüğüyle gezerken 180 dereceyle bakmaya başladım.
Ne zaman dibe vurduysam daha yukarı çıktım.Buna inanıyorum sabır gerekiyor biraz.
Dördüncü sınıf benim için muhteşemdi.Muhteşem Bitişim ya da BAŞLANGIÇ mı
İlk makalem 2017 yılın 13.Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi ve Teskon/Sodex Fuarında yayınlandı.İkincisi ise 2017 Bursa Ulusal Çevre,Deniz ve Kıyı Kirliliği Sempozyumunda yayınladı.
Üçüncü ise beklemede ya bir Kongrede ya da Yayın olarak karşınıza çıkacak ama henüz belli değil.Bu makaleler 8-12 saat deneyler gözlemler aylar süren bir emeğin sonucu ortaya çıkmıştır.
Akademik olarak devam etmek isterim.Ama hayat ne gösterir bilemem.İnsanın kendi emeklerinin karşılığını görmesi güzel bir şey.Eğer okumak isterseniz makaleleri link paylaşacağım.İsteyen bir göz gezdirebilir.
 (Burada da Kendi Reklamımı Yaptım Çok Şükür)
''Dile getiremediğim şeyleri yazıyorum ben'' al buyur burada da standart şair cümlesi kullandım.Özgünleşiyim biraz artık.



                                                                                                                               Tarih:12.1.2018 
                                                                                                                                 Saat:01.58


On gün geçmiş,ne çabuk kaçıyor zaman.Kaçıyor ben kovalıyorum.Dün yarı zamanlı hasta oldum.Ev arkadaşım verdi ilacı,çayı iyiyim şu an.Bugünün en kötü haberi galiba İphone mu tuvalete düşürmem oldu.Altın çıkarır gibi çıkardım o adrenalin ve şok birleşimiyle.Biraz bekledim .Neyi beklediğimi de bilmiyorum.Sonra pirinç olayı aklıma geldi.Yatırdık bakalım mucize olmasını bekliyoruz.Umarım olur.Kurtarırız yavrucağımı.Şansımı sonuna kadar zorluyup arada kurutma makinesiyle kurutacağım.Şu an ki fikrim bu.
Projelerimden bahsetmek gerekirse şu an 4-5 proje var.
1.si Youtube Kanalı Bulgaristanda Evs tanımı
2.si Blog
3.si ise Türk-Bulgar Yemek Etkinliği
4.Pet Plastik Şişelerinin Geri Dönüşümü Standı
Sofya Okulunda ve bir köy okulunda planlıyoruz bu projeyi.
Bu projeler ilerledikçe buradan paylaşımlarda bulanacağım.

                                                                                                                      Tarih: 14.01.2018
                                                                                                                      Saat:01.01

İphone mu klozette düşürüp  Allahın Rahmetine kavuşturdum.Ardından dün İspanyol bir Evs gönüllüsüyle takıldık.Almanyadan kalan fularımı kaybettim.Ah Vah derken bir haber aldım.
Sağlığım için şükretmem gerektiğini anladım.Fularımla birlikte Almanya anılarım Bulgaristan'da yaşıyor artık.
Bazen hayatın acelesinden ve kandırmacasından sağlığın önemini unutuyoruz.Şükretmek güzel şey.
 Hiç ölmeyecek gibi yaşıyoruz bazen kötü oluyor.
Her an sınanıyor olabiliriz.
Bir de şöyle oluyor bende ne zaman yeri dibine batsam biraz daha yukarı çıktım.İnşallah yine öyle olur.
İnsan bencil bir varlık ki bazen bana da oluyor bazen sonra ayılıyorum .Ayılmak önemli ,kafayı toplamak.Arada dağlar üzerine üzerine gelmeli ki dağları aşabilmeyi öğrenmelisin.
Kriz yönetimi diyoruz buna krizi yönetmek ,yönetebilmek,denemek sürekli denemek.
Çok konudan konuya atlıyorum biliyorum.Günce Tarzında biraz benim üslup da etkili gerçekte de böyleyim.
Düşünelim bunu bir yerden hatırlıyorum ve çok hoşuma gitmişti aklımda kalmış.
Sabah kalktık ,işe gidiyoruz.
Evden çıkınca kapının anahtarı alınca kendimizi ödüllendirmeyiz.
''Aferin bana ''diyor muyuz?
Evden çıkınca içeride unutuyoruz anahtarı.
''Ne biçim insanım ben,Aptalmıyım ben,Ah Vah''diyoruz neden??
İnsanların pozitif düşünme sanatına ihtiyacı var aslında.
Bir örnek daha veriyim yine bir filmden ''Robert Pattinson'' başrollerindeydi.
Filmde kızın ve erkeğin ilk buluşmasıydı.Kız ilk başta tatlı siparişi veriyor.Çocuk ise soruyor ;''Aç değil misin?Neden ilk tatlı siparişi verdin?''
Kız da şu cevabı verir:''Yemek yerken ölürsem gülerek ölmek isterim.''
veya buna benzer bir şeydi çok hoşuma gitmişti.Ölümümüz güler yüzlü olsun arkadaşlar.
İçimiz rahat,dudağımızın kenarındaki kırışıklıklar gülümsemekten meydana gelmiş olsun,yıpranmaktan değil.
                                                                                            Çalan Şarkı:Adele-Dont You Remember

Hayatınıza giren kişiler size bir şeyler bırakıyor,bir şeyler alıyor.Siz onlardan bir şeyler alıyorsunuz,bırakıyorsunuz.Her şey bir nevi karşılıklı.Sizi yıpratanlar,acı çektirenler size belki de büyük kapılar açıyor bilemezsiniz.Duruyor insanoğlu soluklanıyor arka sıralardan ilerlemeye başlıyor ve orta sıralara geldikten sonra biraz daha rahatlıyor.Şimdi insanların bakışları altında geriye gitsem mi ?Bıraksam kalabalığa eski yerime dönsem.Zaten dayanamayacağım.''derken.
Son bir hamleyle özgürlüğün verdiği sergüzeşt duyguyla kalabalığı delip geçiyor.''Sonunda''
''SONUNDA''
Belki de hep belki de  biri.Ama'' HEP BİRİ''olacak.
Belki de hiç belki de biri.Ama ''HİÇ BİRİ'' olacak
Aileniz iyi ki var.Aile gibi aileniz varsa.
Dostlarınız iyi ki var.Dost gibi dostunuz varsa.
                                                                                             Hilal Kartal



Herkese dost denilmez.Dostum kelimesinin bir ağırlığı vardır.Herkesle arkadaş olabilirsiniz ama az kişiyle dost olursunuz.
Hayatı sevmek,ufak bir şeyden mutlu olmak,kendinizle barışık olmak ,saygı,merhamet ,dürüstlük bu faktörleri taşıyan insanlara her daim saygım vardır.
Gay olsun,Ateist olsun,vıt olsun zıt olsun umrumda değil İnsan olsun.At gözlüklerinizi atın artık ,fırlatın bir kenara.Çıkar gerek yok.
Siyahla beyazın birleşmesi neden olmasın.Neden? Herkes komplo teorilere bağlı olarak yaşıyor.
Hayat böyle geçmez,dostum geçmez
Aşk ,hoşlanma,sevgi bu 3 maymundan en çok haşır neşir olduğum sevgi.Dostlarım ve Ailem sağ olsun iyi ki varlar.
Öptüm sizi.


                                                                                                                                           Tarih:14.01.2018
                                                                                                                                           Saat:23.35

Bugün Bulgaristan'a ilk kar parçası düştü.En sevdiğimde sabah kalkıp camdan baktığımda karlar süzülerek yere düşmesini izlemekti.Starbucks a gittik evimizde internet olmadığından dolayı Sofyanın şehir merkezinin ilk karlı görüntüsü mükemmeldi.İnternetten İphone karşılaştırması yaptım.Bir fark yok kardeşim hep aynı şey.Burada olmak güzel burayı solumak kafamı dinliyorum bir bakıma.Nefes almak güzel şey kardeşim,bazen kendini soyutlamak,duraksamak gerek.

                                                                                                                            Çalan Şarkı -Evrencan Gündüz
                                                                                                                               Sen Aşkımızdan
Bugün evi kırklamaktan çamaşır suyuyla ellerim çamaşır suyu kokuyor.Çamaşırlarımızı da yıkadık oh miss.Bunun haricinde bir şey yapmadım.Yazacak bişey de yok.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çestita Baba Marta ! Честита Баба Марта!(ENG)

Grandmothers March (or simply Father Marta, Bulgaria: Calculator) is a holiday celebrated in Bulgaria on 1 March. Martenitsas is usually created in the form of a wrist band, combining small spinning dolls or tassels, red and white yarns, and worn throughout that day and March. They are worn until a Stork or a tree that blossoms, spring, warm weather and icons that will come to be good. According to the tradition, martenityssa swallow or Stork will move until they see.After being seen, it connects to a tree. This holiday is in Bulgarian, "Çestita Father Marta! it is celebrated in the form of". The Father Marta - Marta nine is one of the most respected traditions preserved to date. These jewelry, fruit trees, houses, home animals also hang. In this way, the newly started agricultural year to be fertile and fruitful wishes are kept. The first martensitics, without using any other jewelry or details, are made of only red and white yarns, and to protect from th...

Çestita Baba Marta ! Честита Баба Марта!

Büyükanne Mart günü (ya da basitçe Baba Marta, Bulgar: Calculator) 1 Mart'ta Bulgaristan'da kutlanan bir Tatildir. Martenitsas, genellikle bir bilek bandı şeklinde, küçük iplik bebekleri veya püsküllü, kırmızı ve beyaz renkli iplikler birleştirerek oluşturulur ve o gün ve mart boyunca giyilir. Onlar bir leylek ya da çiçek açan bir ağaç görünene kadar giyilir, bahar, sıcak hava ve iyi olmanın gelecek simgeler. Âdete göre, martenitsalar kırlangıç veya leylek görünceye kadar taşınırlar.Görüldükten sonra bir ağaca bağlanır. Bu bayram Bulgarcada "Çestita Baba Marta!" şeklinde kutlanır. Baba Marta - Marta Nine, günümüze kadar korunmuş en saygın geleneklerden biridir. Bu takılar, meyve ağaçlarına, evlere, ev hayvanlarına da takılırlar. Bu şekilde yeni başlayan tarım yılının da bereketli ve verimli olması için dilekler tutulur. İlk martenitsalar, başka takı ve detaylar kullanmadan, sadece kırmızı beyaz ipliklerden yapılırmış ve nazardan korunmak için ins...

Plovdiv (Türkçe)

                                                                                            Tarih:25.01.2018                                                                        ...